Cumartesi, Şubat 15, 2014

Tohum Benzetmesi (Matta ~ 13)

    1Aynı gün İsa evden çıktı, gidip göl kıyısında oturdu. 2Çevresinde büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa tekneye binip oturdu. Bütün kalabalık kıyıda duruyordu. 3İsa onlara benzetmelerle birçok şey anlattı. “Bakın” dedi, “Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı. 4Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları yedi. 5Kimi, toprağı az, kayalık yerlere düştü; toprak derin olmadığından hemen filizlendi.
6Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler. 7Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu. 8Kimi ise iyi toprağa düştü. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı da otuz kat ürün verdi. 9Kulağı olan işitsin!”

   10Öğrencileri gelip İsa’ya, “Halka neden benzetmelerle konuşuyorsun?” diye sordular.
   11İsa şöyle yanıtladı: “Göklerin Egemenliği’nin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi, ama onlara verilmedi.
12Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek, bolluğa kavuşturulacak. Ama kimde yoksa, elindeki de alınacak. 13Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü,
          ‘Gördükleri halde görmezler,
           Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.’
   14“Böylece Yeşaya’nın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu:
       
           ‘Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız,
            Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!
           15Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı,
            Kulakları ağırlaştı.
            Gözlerini kapadılar.
            Öyle ki, gözleri görmesin,
            Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın
            Ve bana dönmesinler.
            Dönselerdi, onları iyileştirirdim.’
   16“Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor! 17Size doğrusunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice doğru kişiler sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi işitmek istediler, ama işitemediler.
   18“Şimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin. 19Kim göksel egemenlikle ilgili sözü işitir de anlamazsa, kötü olan gelir, onun yüreğine ekileni söker götürür. Yol kenarına ekilen tohum işte budur. 20-21Kayalık yerlere ekilen ise işittiği sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadığı için ancak bir süre dayanan kişidir. Böyle biri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşer. 22Dikenler arasında ekilen de şudur: Sözü işitir, ama dünyasal kaygılar ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller. 23İyi toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer. Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat.”