6Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler. 7Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu. 8Kimi ise iyi toprağa düştü. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı da otuz kat ürün verdi. 9Kulağı olan işitsin!”
10Öğrencileri gelip İsa’ya, “Halka neden benzetmelerle konuşuyorsun?” diye sordular.
11İsa şöyle yanıtladı: “Göklerin Egemenliği’nin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi, ama onlara verilmedi.
12Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek, bolluğa kavuşturulacak. Ama kimde yoksa, elindeki de alınacak. 13Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü,
‘Gördükleri halde görmezler,
Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.’
Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.’
14“Böylece Yeşaya’nın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu:
‘Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız,
Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!
Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!
15Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı,
Kulakları ağırlaştı.
Gözlerini kapadılar.
Öyle ki, gözleri görmesin,
Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın
Ve bana dönmesinler.
Dönselerdi, onları iyileştirirdim.’
Kulakları ağırlaştı.
Gözlerini kapadılar.
Öyle ki, gözleri görmesin,
Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın
Ve bana dönmesinler.
Dönselerdi, onları iyileştirirdim.’
16“Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor! 17Size
doğrusunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice doğru kişiler sizin
gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi
işitmek istediler, ama işitemediler.
18“Şimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin. 19Kim
göksel egemenlikle ilgili sözü işitir de anlamazsa, kötü olan gelir,
onun yüreğine ekileni söker götürür. Yol kenarına ekilen tohum işte
budur. 20-21Kayalık
yerlere ekilen ise işittiği sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök
salamadığı için ancak bir süre dayanan kişidir. Böyle biri Tanrı
sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşer. 22Dikenler
arasında ekilen de şudur: Sözü işitir, ama dünyasal kaygılar ve
zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller. 23İyi
toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer. Böylesi
elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat.”